Bipolar Bozukluk: Belirtileri, Özellikleri ve Tedavisi

bipolar bozukluk tanımı ve belirtileri ile tedavisi

Ruh sağlığı sorunları arasında bipolar bozukluk, tedavisi en zor ve etkileri en fazla hissedilen hastalıklardan biridir. Manik ve depresif dönemlerle karakterize edilen bu hastalık, kişinin psikolojik denge durumunu ve enerjisini ciddi ölçüde etkiler. Toplumun yaklaşık yüzde 3’ünde görülen bu hastalık, en çok 20-35 yaş arasında ortaya çıkar. Özellikle genetik etkenler, büyük travmalar ve bazı çevresel etkenler bu hastalığı tetiklemekte. Bipolar bozukluk nedir, belirtileri ve özellikleri ile tedavi yöntemleri nelerdir diye merak edenler için bu yazımızda faydalı bilgiler paylaşacağız.

Bipolar Bozukluk Nedir?

Kısaca ifade edecek olursak bipolar bozukluk, manik ve depresif dönemlerle karakterize edilen, ruh hali ve enerji düzeylerinde aşırı değişikliklere neden olan ciddi bir psikolojik hastalıktır. Kişinin psikolojik denge durumunda derin dalgalanmalara yol açan bu sorun, hayatını pek çok açıdan olumsuz etkiler. Manik dönemde kişi son derece enerjik, coşkulu ve taşkın bir ruh haline sahiptir. Oysa depresif dönemde derin bir üzüntü, enerji kaybı ve özgüven eksikliği hisseder. Ruhsal durumundaki bu dalgalanmalar, kişinin hemen tüm ilişkilerine zarar verir.

Tıp literatüründe manik depresif hastalık olarak da ifade edilen bipolar bozukluğa sahip kişiler, manik dönemi son derece aktif geçirir. Depresif dönemde ise tümüyle çökkün ve bitkin bir ruh haline sahiptirler. Manik ve depresif dönemlerin dışında kişi, psikolojik bakımdan dengeli bir durumdadır. Bu dönemde hem günlük hayatını hem de iş hayatını düzgün şekilde sürdürür. Fakat manik ve depresif dönemlerinde birbirinden tümüyle zıt kişilik özellikleri sergiler. Ve bu durum kendisine olduğu kadar ailesine ve çevresine de zarar vermeye başlar.

Bununla birlikte, tüm insanlar kendilerini bazen çok canlı, bazen de çok bitkin hissedebilir. Ve bu durum, bipolar bozukluğa sahip olduklarını göstermez. Dolayısıyla bipolar bozukluk nedir diye merak edenler için bu nokta kritik önemdedir. Bu sorun ciddi bir psikolojik hastalık olduğu için teşhis ve tedavi sürecinin mutlaka klinik ortamda ve bilimsel yöntemlerle ilerlemesi gerekir. Başka bir deyişle, tıbbi olarak tanısı konmamış manik veya depresif davranışlar kişide bipolar bozukluğun olduğunu göstermez.

Bu bakımdan, kişinin yaşadığı günlük stres, yorgunluk veya geçim sıkıntısı gibi nedenlere bağlı olarak oluşan davranış şekillerini bipolar bozukluğun kapsamı içinde değerlendirmek doğru değildir. Çünkü bu tür nedenler ortadan kalktığında kişi çevresiyle uyumlu davranışlar sergilemeye başlar. Oysa bipolar bozuklukta aynı durum geçerli değildir. Bu yüzden tedavisi çok daha zordur. Hatta bazı durumlarda tehlikeli bile olabilir. Bu yüzden bipolar bozukluk tehlikeli midir diye merak edenler için bazı durumlarda evet cevabını verebiliriz.

Bipolar Bozukluk Neden Olur?

Aslına bakarsanız bipolar bozukluğun nedenleri tam olarak bilinmemekte. Ancak yine de bazı faktörlerin bu bozukluğa yol açtığı değerlendirilmekte. Bunlara kısaca bakacak olursak genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler ve kişinin hayatında yaşadığı büyük travmalar şeklinde konuyu ele almak mümkün. Ayrıca kişinin yaşadığı stresli olaylar ve çeşitli çevresel faktörler bipoların nedenleri arasında ele alınabilir.

Genetik faktörlere bakacak olduğumuzda, kişinin aile geçmişi önemlidir. Nitekim bipolar bozukluğun aile geçmişinde olması, bu soruna yakalanma riskini artırır. Beyin kimyasındaki dengesizlikler, beyin hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan nörotransmitter maddelerin eksikliğinden kaynaklanır. Örneğin serotonin, dopamin veya norepinefrin eksikliği bipolar bozukluğa neden olabilir. Bu maddelerin eksikliği, beyinde duygusal düzenlemeyi ve enerji seviyelerini olumsuz etkiler.

Diğer taraftan, beyindeki yapısal anormallikler de bipoların nedenleri arasında ele alınabilir. Beynin bazı bölgelerinin yeterince gelişmemesi ve anormallik göstermesi bipolara yol açabilir. Ayrıca kişinin hayatında yaşadığı büyük travmalar, duygusal stres veya sevilen birinin kaybı da bipoların nedenleri arasında yer alabilir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan istismar, ihmal veya benzeri travmatik deneyimler bipolar bozuk deneyimler konusunda en önemli riskleri oluşturur.

Bunların yanı sıra çevresel faktörler de bipolar bozukluğun nedenleri arasında yer alabilir. Örneğin aşırı stresli yaşam koşulları, iş sorunları veya maddi zorluklar bu kapsamdadır. Özellikle yüksek suç oranına sahip bölgelerde yaşamak bipolar bozukluğun gelişimini hızlandırabilir. Ayrıca beslenme alışkanlıkları, uyku düzeni ve fiziksel aktivite düzeyi de bu bağlamda önemlidir.

Öbür taraftan, kişinin kullandığı ilaçların yan etkileri, hormonal bozukluklar veya bazı kronik hastalıklar da bipolara yol açabilir. Bu bağlamda tiroid bozuklukları, migren, obezite ve kalp hastalıkları en önemli risk grubudur.

Bipoları Ne Tetikler?

Bipolar bozukluk nedir diye merak edenler, bu sorunu tetikleyen faktörlerin neler olduğunu merak eder. Aslına bakarsanız, bipoları tetikleyen farklı pek çok etkenden bahsetmek mümkün. Fakat bunları genel olarak ifade edecek olursak şu şekilde sınıflandırabiliriz:

  • Beyin kimyasındaki değişimler: Nörotransmitter düzeylerindeki değişiklikler. Örneğin serotonin, dopamin ve benzeri maddelerdeki düzensiz iniş çıkışlar.
  • Beyindeki belirli bölgelerdeki aktivite değişiklikleri: Beynin farklı bölgelerinin normal işleyişindeki dengesizlikler. Örneğin prefrontal korteksin işleyişindeki azalma sonucu karar verme güçlüğü. Veya muhakeme sorunları. Hippokampus hacminin küçülmesi sonucu bilişsel bozukluklar.
  • İlaç veya zararlı madde kullanımı: Reçeteli satılan bazı ilaçlar veya zararlı maddeler. Sinir hastalıkları tedavisi için gerekli ilaçların yanlış kullanılması bilişsel bozuklukları tetikler.
  • Stresli yaşam olayları: Bireyi psikolojik açıdan yıpratan ve derin kaygıya iten olaylar. Örneğin boşanma, iş kaybı, sevilen birinin kaybı gibi olaylar veya travmalar. Özellikle kronik stres bu bağlamda önemli bir tetikleyicidir.
  • Hormonal düzensizlikler: Örneğin gebelik, doğum sonrası dönem veya menopoz gibi hormonal değişiklikler. Bu bağlamda tiroid hormonlarındaki dengesizlikler önemli bir risk faktörüdür.
  • Kronik hastalıklar: Kişiyi fiziksel açıdan zayıf düşüren kronik hastalıklar veya şiddetli enfeksiyonlar. Bu tür durumlarda kişinin hormonal denge durumu ve ruh sağlığı zarar görür.
  • Uyku düzeni sorunları: Yetersiz veya düzensiz uyku, özellikle uzun süreli uyku eksikliği. Uyku kalitesinde azalma veya derin uyku evresine geçme sorunları.
  • Kötü beslenme alışkanlıkları: Vitamin ve mineraller bakımından yetersiz beslenme. Düzensiz ve dengesiz diyetler. Ayrıca aşırı kafein tüketimi.
  • Yetersiz veya düzensiz fiziksel aktiviteler: Fiziksel aktivitelerin ani artışı veya azalması. Kişinin kendisini bir anda çok enerjik veya çok güçsüz hissetmesi.
  • Çevresel faktörler: Yüksek suç oranına sahip bölgelerde yaşamak. Veya kişinin sosyal destek gruplarından uzak bir hayat sürdürmesi. Ayrıca izole yaşam koşulları.
  • Mevsim geçişleri: Bahar aylarında değişen mevsim koşulları, güneş ışığına maruz kalma süresindeki değişiklikler.

Bipolar Bozukluğun Belirtileri Nelerdir?

Tıp literatüründe bipolar bozukluğun belirtileri konulu birçok çalışma mevcut. Nitekim bipolar bozukluk nasıl anlaşılır diye merak edenler için bunlar önemli çalışmalardır. Bir kimsenin bipolar olup olmadığını anlamak için öncelikle bazı belirtileri gözlemlemek gerekir. Dahası, bipolar bozukluğun manik ve depresif şeklinde iki farklı döneme sahip olması belirtilerin de farklılaşmasına yol açmakta. Kısaca ifade edecek olursak bunlar şu şekildedir:

Manik Bozukluk Belirtileri

  • Aşırı mutluluk ve coşku hali: Kişinin kendisini aşırı mutlu veya neşeli hissetmesi. Herhangi bir nedene bağlı olmadan oluşan yoğun coşku hissi.
  • Artan enerji düzeyi: Kişinin enerji seviyesinde belirgin artış. Buna bağlı olarak aşırı hareketlilik durumu veya huzursuzluk.
  • Hızlı düşünme ve konuşma: Kişinin görüş ve düşüncelerini takip edememesi. Bağlantı kurma güçlüğü ve muhakeme yeteneğinde azalma.
  • Dikkat eksikliği ve odaklanma güçlüğü: Kişinin dikkatini belli bir noktaya odaklamada güçlük çekmesi.
  • Azalan uyku ihtiyacı: Kendisini çok enerjik hisseden kişinin daha az uykuyla yetinmesi.
  • Özgüvendeki aşırı artış: Kişinin kendini olduğundan çok daha büyük ve değerli hissetmesi.
  • Cinsel dürtülerdeki artış: Kişinin kontrol etmekte zorluk çektiği cinsel dürtülerinde meydana gelen yoğun artış.
  • Kolay sinirlenme ve sabırsızlık: Duygu ve düşüncelerini kontrol etmede zorluk çeken kişinin hızlı tepkiler vermesi ve sinirlenmesi.

Depresif Bozukluk Belirtileri

  • Enerji eksikliği ve yorgunluk: Sürekli yorgunluk hissi ve enerji kaybı. Kişinin günlük işlerini bile yerine getirme güçlüğü hissetmesi.
  • Yoğun mutsuzluk hali: Kişinin kendisini sürekli mutsuz ve üzgün hissetmesi. Hatta ağlama krizleri ve herhangi bir nedene bağlı olmadan gelişen üzgünlük hali.
  • Hayattan zevk alamamak: Kişiye keyif veren aktivite veya olguların değerini yitirmesi, hiçbir şeyden keyif almamak. Hatta yoğun değersizlik ve suçluluk hissi.
  • Dikkat ve karar verme güçlüğü: Kişinin muhakemesinin zayıflaması, karar vermede güçlük duyması.
  • Uyku bozukluğu sorunları: Kişinin ya hiç uyuyamaması ya da aşırı uyuma isteği duyması.
  • İştah ve kilo sorunları: İştahsızlık veya aşırı yeme isteği. Buna bağlı olarak gelişen kilo kaybı veya aşırı kilo alma.

Manik Dönemin Genel Özellikleri Nelerdir?

Bipolar belirtileri bağlamında manik ve depresif dönemin genel özellikleri merak konusudur. Bunları ayrı ayrı ele alacak olursak şunları söylemek mümkün. Bipolar bozukluk teşhisi konan hasta, manik dönemde duygusal bakımdan taşkınlık hali içindedir. Aşırı coşkun bir ruh haliyle ifade edilen bu dönemde kişi kendisini çok enerjik hisseder. Bu yüzden hemen her konuda heyecanlı ve sabırsız davranır.

Normalde olduğundan çok daha enerjik hale geldiği bu dönemde manik bipolar kişi çok daha fazla aktivite gösterir. Manik dönemde kişi, bipoların en önemli belirtilerinden biri olan az uyku uyur. Daha hızlı konuşması, yaptığı işleri daha kısa sürede tamamlaması manik döneme işaret eder. Ne var ki, manik bozuklukta kişi aşırı heyecanlı ve coşkulu olduğu için işlerine yeterince odaklanamaz. Bu da çok kolay hata yapmasına neden olur.

Manik dönemde kişi, konuşmalarında konudan konuya hızlıca atlayıp tutarlılık gösteremez. Duygu ve düşünce dünyası bu hızlı değişimlere ayak uyduramaz. Bu yüzden kendisini korumak için aşırı duyarlılık geliştirir. Bu dönemde bipolar bozukluğu genel özelliklerinden bir diğeri, kişinin ayakları yere basmayan plan ve projeleri çok kolay bir şekilde ortaya atıp çevresine kabul ettirmeye çalışmasıdır. Savunduğu abartılı düşünceler, kendisini çok özel ve ayrıcalıklı hissetmesini sağlar.

Ne var ki abartı dozu yükseldikçe görüşleri gerçeklikten uzaklaşır. Bu bakımdan, iş hayatında özellikle yönetici pozisyonunda bulunan kişilerde bipolar bozukluk şirketin çeşitli kayıplar yaşamasına yol açar. Ayakları yere basmayan projelere büyük kaynaklar ayırmak, şirketin maddi kayba uğramasına ve rekabet gücünün zayıflamasına yol açar. Duygusal farkındalıklar yeterli olmadığında bu tür kayıpların derecesi artar.

Depresif Dönemin Genel Özellikleri Nelerdir?

Bipolar kişilerin depresif dönemleri, manik dönemin tümüyle tersine seyreder. Bipolar hastalığı depresif dönemde kişiyi son derece mutsuz, umutsuz ve karamsar yapar. Duygudurum bozukluğu nedeniyle kişi kendisini değersiz hisseder. Genel olarak özgüveni düşük bir ruh hali içindedir. Depresif dönemde bipolar hastalık belirtileri, kişinin kendisini son derece yorgun hissetmesine yol açar. Öyle ki günlük aktivitelerini yapmakta bile güçlük çeker. Bipolar bozukluk nasıl hissettirir diye merak edenler için bunlar önemli konulardır.

Depresif bozuklukta kişi, sabah uyandığında yataktan kalkmakta zorluk çeker. Manik dönemi geride bıraktığı için enerji seviyesi çok düşüktür. Manik atak belirtilerinin tümüyle zıddı olacak şekilde kendisini yorgun, bitkin ve önemsiz hisseder. Bu kişilerin konuşmaları genellikle kesik kesiktir. Hatta olayları hep en kötü tarafından ele alırlar. Nitekim kendilerini güvende hissetmezler. Ve bu durum, çevrelerine bakış açılarını da olumsuz etkiler. Bipolar bozukluk atakları nasıl olur diye merak edenler için bunlar önemli noktalardır.

Depresif dönemde bipolar hastalar, kendilerini her şeyden dolayı suçlu hisseder. Öyle ki kendileriyle en alakasız konulardan bile pişmanlık duyarlar. Hayattan zevk almama duygusu, depresif dönemin en önemli belirtilerinden biridir. Bu duygunun aşırı düzeye ulaşması, kişide intihar düşüncesini oluşturur. Ki bu durum, bipolar bozukluk nedeniyle kişinin karşılaşabileceği en önemli tehlikelerden biridir. Bipolar kişilik bozukluğu teşhisi konan hastalarda intihara eğilim düzeyi yüksektir.

Bipolar depresif dönemde hastanın unutkanlık düzeyi de yüksektir. Nitekim kendisi için çok önemli şeyleri bile hatırlamakta güçlük çeker. Bipolar biriyle yaşamak bu tür nedenlerden dolayı zordur. Hastanın depresif dönemde iştahı da azalır. Yeterli ve sağlıklı beslenmek yerine duygusal yeme sonucu karbonhidratlı yiyeceklere ilgisi artar.

Hastanın kilo sorunu varsa, bu beslenme şeklinden dolayı yaşadığı pişmanlık duygusu daha da artar. Bipolar hastanın depresif dönemde gelecek vizyonunu yitirmesi sorun çözme becerisini zayıflatır. Yönetici pozisyonundaki hastaların depresif dönemleri, şirketlerin sorun çözme becerisini zayıflatır.

Bipolar Bozuklukta Karma Dönem Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Manik depresif bozukluk sorunu yaşayanlar bu belirtileri bazen aynı anda veya peş peşe yaşayabilir. Bu tür durumlar, kişinin karma dönemde olduğuna işaret eder. Nitekim karma dönemde bipolar kişiler hem manik, hem de depresif bozukluk belirtileri gösterir. Hatta belirtileri bazen aynı anda veya gün içinde peş peşe hissederler. Kısaca ifade edecek olursak karma dönemin en önemli belirtileri şu şekildedir:

  • Duygusal dengesizlik: Kişinin aynı gün içinde kendisini hem aşırı neşeli hem de derin bir üzüntü içinde hissetmesi.
  • Enerji düzeyindeki dalgalanma: Kendisini çok enerjik hisseden kişinin aynı anda yorgunluk duyması.
  • İlgisizlik ve zevk alamama: Kişinin en çok sevdiği şeylerden bile bir anda uzak durması, hiçbir şeyden zevk alamaması.
  • Yavaş düşünme ve hızlı konuşma: Dikkat eksikliğine ve odaklanma güçlüğüne bağlı olarak bağlantı güçlüğü. Buna karşın hızlı konuşma isteği. Ayrıca çeşitli konuşma bozuklukları.
  • Sürekli huzursuzluk hissi: Kişinin ruhsal durumundaki dalgalanmalar sürekli huzursuzluk hissetmesine yol açar. Fiziksel yorgunluk hali bu duyguyu daha şiddetli hale getirir.
  • Dürtüsel davranışlar ve ani kararlar: Karma dönemde kişi, dürtüsel davranışlarını kontrol güçlüğü yaşar. Örneğin bir anda alışveriş yapmak ister. Fakat yaptığı gereksiz harcamalar kendisini suçlamasına neden olur.
  • İntihar düşüncesi: Kişinin duygu ve düşünceleri üzerinde muhakemesini kaybetmesi, intihar düşüncesini doğurur. Sosyal çevresinden uzak kalması bu konuda riskleri artırır.
  • Uyku sorunları: Kişinin ya hiç uyuyamaması ya da yoğun bir uyku isteği duyması. Karma dönem eğer mevsim geçişlerine rastlamışsa uyku sorunları daha da artar.

Bipolar En Çok Kimlerde Görülür?

Bugüne kadar bipolar bozukluk teşhisi konmuş kişilerle hiç karşılaşmamış olabilirsiniz. Ne var ki bipolar bozukluğa sahip kişilerin oranı toplumun yüzde 3’ü dolayındadır. Genellikle erişkinlik döneminde ortaya çıkan bipolar hastalığı konusunda ilk belirtiler 15-25 yaş arası dönemde kendini gösterir. En sık başlangıç yaşı ise 20’dir. Genç erişkinlerde bipolar görülme sıklığı daha yüksektir. Kadınlar ve erkeklerde ise hemen hemen eşit düzeydedir.

Aile geçmişinde bipolar bozukluğa sahip kişilerde bu hastalığın oluşması daha yüksek bir ihtimaldir. Kişinin yaşam koşulları ve sosyal çevresi bu noktada kritik önemdedir. Nitekim kişide duygudurum bozukluklarını tetikleyen gelişmeler bipolar hastalığına yakalanma riskini artırır. Dolayısıyla genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkiler de bu bağlamda önemlidir. Manik atak veya manik depresif bipolar bozukluk krizleri sosyal çevrenin etkisiyle farklı şiddette ortaya çıkar.

Kişinin çocukluk döneminde yaşadığı travmatik olaylar, duygusal veya fiziksel istismar depresif ve manik atak belirtileri oluşumunda etkin bir rol oynar. Bipolar duygulanım bozuklukları ayrıca büyük yaşam değişiklikleri veya stresli olaylar nedeniyle de tetiklenir. Örneğin, kişinin çok sevdiği bir yakınını kaybetmesi bipolar hastalığının tetikleyicisi olabilir. Ayrıca alkol ve madde kullanan ve farklı mental bozukluklara sahip kişilerde bipolar riski daha yüksektir.

Bipolar Bozukluk Testi Nasıl Yapılır?

Bipolarla ilgili en çok merak edilen konulardan biri de bipolar bozukluk testidir. Nitekim bir kişiye bipolar tanısı koyabilmek için öncelikle bu testi uygulamak gerekir. Bu test kapsamında hastanın geçmişi, genetik bağları, mevcut durumu ayrıntılı psikiyatrik değerlendirmelere ve klinik gözlemlere tabi tutulur. Ayrıca belirtilerin ne kadar süredir devam ettiği ve hangi sıklıkla oluştuğu dikkatle incelenir. Klinik bulgular ve test sonuçlarına göre kişiye tanı konur.

Tıp literatüründe Duygudurum Bozuklukları Ölçeği (The Mood Disorder Questionnaire) olarak bilinen ölçüm aracı, bipolar testi kapsamında en çok kullanılan araçlardan biridir. Bu ölçekte 14 soru vardır. Kişinin bu sorulara vereceği cevaplar bipolar bozukluk tanısı konusunda önemli ipuçları sağlar. Bu sorular kısaca şu şekildedir:

  1. Kendinizi doğal halinizde olmadığınızı hissettiğiniz bir dönem oldu mu? Diğer insanlara normal haliniz olmadığını düşündürecek kadar veya başınızı derde sokacak derecede kendinizi çok iyi ve aşırı neşeli hissettiğiniz oldu mu?
  2. Çabuk kızıp insanlara bağırdığınız ya da kavga veya tartışma çıkardığınız oldu mu?
  3. Her zamankinden daha fazla kendinize güvendiğiniz oldu mu?
  4. Normalden az uyuduğunuz halde uyku ihtiyacı hissetmediğiniz oldu mu?
  5. Eskisinden daha fazla veya daha hızlı konuştuğunuz oldu mu?
  6. Düşüncelerinizin hızlandığı ve zihninizi yavaşlatamadığınız oldu mu?
  7. Etrafınızdaki şeylerden kolayca dikkatinizin dağıldığı veya bir konuda odaklanma güçlüğü çektiğiniz oldu mu?
  8. Normalde olduğunuzdan daha fazla kendinizi enerjik hissettiğiniz oldu mu?
  9. Normalde olduğunuzdan daha aktif olduğunuz oldu mu?
  10. Cinsellikle normalden daha fazla ilgilendiğiniz oldu mu?
  11. Eskisinden çok daha sosyal birisi oldunuz mu?
  12. Normalde yapmadığınız ya da diğer insanların sizin için aşırı, saçma ve riskli bulduğu şeyleri yaptığınız oldu mu?
  13. Eğer bu soruların birden fazlasına evet dediyseniz bunların birkaçı aynı zamanda oldu mu?
  14. Bu durumlar sizde ne derecede soruna sebep oldu?

Bipolar Bozukluk Tanısı Nasıl Konulur?

Yukarıda yer verdiğimiz bipolar bozukluğu testi, hastaya tanı koymak için en önemli araçlardan biridir. Ancak bu yeterli değildir. Bu testin yanı sıra klinik görüşme, psikiyatrik değerlendirme, klinik gözlem ve fiziksel muayene de gerekir. Dolayısıyla bipolar bozukluk testi ve tanısı, profesyonel bir değerlendirme gerektirir. Bu nedenle, kendinizde veya bir yakınınızda bipolar bozukluk belirtileri gözlemlediyseniz bu konuda mutlaka bir uzmana başvurmalısınız.

Bipolar bozukluğun tanısını koymak için klinik görüşme kritik önemdedir. Bu görüşmede kişiden detaylı anamnez alınır. Klinik görüşmede kişinin ruh halindeki değişiklikler incelenir. Ayrıca enerji seviyeleri, uyku düzeni, davranışları ve düşünceleri hakkında bilgi toplanır. Kişinin geçmişte yaşadığı psikiyatrik bozukluklar ve tedavi öyküleri de tıbbi geçmişi bağlamında önemlidir.

Bipolar tanı ve teşhis sürecinde psikiyatrik değerlendirme klinik görüşme kadar önemlidir. Bu aşamada duygudurum ölçekleri kişinin manik ve depresif semptomlarını değerlendirmek için önemli veriler sağlar. Yukarıda bir örneğini verdiğimiz bipolar bozukluk testi, duygudurum bozukluğu ölçekleri ve anketleri arasında en yaygın olanlarından biridir. Bunun yanı sıra Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMRS) veya Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HDRS) gibi farklı ölçekler de kullanılabilir.

Klinik görüşme ve psikiyatrik değerlendirmenin yanı sıra kişinin fiziksel muayenesi ve laboratuvar testleri de bipolar bozukluk tanısı ve teşhisinde önemli bir role sahiptir. Nitekim, kişide farklı fiziksel sağlık sorunları da bu belirtilere yol açar. Laboratuvar testleri arasında özellikle tiroid fonksiyon testleri, toksikoloji ekranları ve diğer biyokimyasal testler bu açıdan kritik önemdedir.

Son aşamada tanı kriterlerine uygunluk gerekir. Nitekim Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayınladığı DSM-5 (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) kriterlerine göre bipolar bozukluk tanısı için kişinin belirli bir süre boyunca semptomları göstermesi gerekir. Örneğin manik epizotlar için en az 1 hafta kriteri vardır. Tanı sürecinde ayrıca diğer psikiyatrik bozuklukların dışlanması gerekir. Çünkü bipolar semptomları bazen depresyon, şizofreni, anksiyete bozukluğu gibi diğer psikiyatrik bozukluklarla karışır. 

Bipolar Bozukluk Düzelir Mi?

Bipolar dönemleri ve özellikleri hakkında en çok merak edilen konulardan biri de bipolar bozukluğu tedavi olur mu veya geçer mi konusudur. Genel olarak ifade edecek olursak bipolar hastalığı, uygun tedavi ve destek yöntemleriyle yönetilebilir bir durumdur. Doğru tedavi yöntemleri ve özellikle psikoterapi desteği, semptomları kontrol altında tutmaya katkı sağlar. Böylelikle hastanın yaşam kalitesi artar. Aynı zamanda da çevresiyle daha uyumlu ilişkiler kurması kolaylaşır.

Bipolar hastalığının tedavisi için ilaç tedavisi, psikoterapi ve bazı durumlarda destekleyici diğer yöntemler kullanılabilir. Bununla birlikte her hastanın tedaviye vereceği yanıtlar ve iyileşme süreci farklılık gösterir. Bu yüzden bipolar ilaçlar mucizevi çözümlere sahip değildir. Her hasta üzerinde aynı sürede aynı etkiyi göstermez. Bu yüzden bipolar bozukluk ilaçları kullananlar diğer etkileri de mutlaka dikkate almalı. Bipolar bozukluğun tedavisinde hastanın semptomlarının şiddeti, tedaviye uyumu ve diğer bireysel faktörler sürecin farklılaşmasına neden olur.

Bununla birlikte bipolar tedavisinde en önemli nokta, bu hastalığın kronik bir durum olduğu gerçeğiyle yüzleşmektir. Başka bir deyişle, bipolar bozukluktan kişinin tam olarak kurtulması bugün için söz konusu değildir. Ancak düzenli takip ve doğru tedavi yöntemleri bu hastalıkla baş etmede büyük yarar sağlar. Hastanın olduğu kadar ailesi ve yakın çevresinin de konu hakkında bilgi sahibi olması faydalıdır. Bu bağlamda aile terapisi hizmeti oldukça faydalıdır. Ayrıca sosyal destek gruplarına katılma ve grup terapileri bu süreçte büyük fayda sağlar.

Bipolar Bozukluğu Olan Kişi Evlenebilir Mi?

Kişinin bipolar bozukluğa sahip olması tüm yaşamını doğrudan etkiler. Bu bağlamda bipolar ilişkiyi nasıl etkiler konusu da önemli bir merak konusudur. Özellikle bu kişilerin evlilik hayatı birçok insan için merak konusudur. Genel olarak ifade edecek olursak bipolar hastalığı evliliğe engel değildir. Ancak evlilik ilişkilerinde özel bir farkındalığı gerektirir. Bu farkındalıklar oluşmadığında bipolar kişilerle evlilik hayatı sağlıklı şekilde ilerlemez. Üstelik bu durum iki tarafa da zarar vermeye başlar.

Kişiye bipolar tanısının konulması bu noktada en önemli adımlardan biridir. Kişi eğer tedavi sürecindeyse ve tedaviye iyi bir yanıt veriyorsa bu durumda semptomları yönetme becerisi kazanmış demektir. Bu durumda evlilik hayatı ciddi bir sorunla karşılaşmaz. Aksine, eşinden göreceği yapıcı destek semptomlarla mücadele becerisini geliştirir. Manik ve depresif dönemlerde stres yönetimi, duygu ve dürtü kontrolü konusunda eşin sağlayacağı destek diğer birçok konudan daha önemlidir. 

Ne var ki, kişi bipolar bozukluğa sahip olduğunun farkında bile değilse ve evlilik öncesinde belirtiler ortaya çıkmamışsa bu durumda eşiyle birlikte zor bir dönem geçirecektir. Bu süreçte iletişime açık olmak, karşılıklı anlayış ve destek, süreci sağlıklı şekilde yönetmeyi sağlar. Yanlış ilişki şekilleri ve hatalı davranışlar hem evliliğe hem de eşlere ciddi zararlar verir. Örneğin psikolojik şiddet bu bağlamda en önemli sorunlardan biridir. Psikolojik şiddetin bazı durumlarda fiziksel şiddete dönüşmesi aile hayatının sona ermesine neden olur.

Bipolar Bozukluğa Sahip Kişilerle Nasıl İletişim Kurulur?

Çevrenizde bipolar kişiler varsa onlarla iletişim kurarken bazı konulara özellikle dikkat etmenizde yarar var. Nitekim bipolar bozukluk gerçekten de ciddi bir psikolojik hastalıktır ve bu nedenle hastalığın tüm aşamalarında birçok konuya dikkat etmek gerekir. Hastalığın tedavisi çok uzun yıllar sürebildiği gibi, bazı konularda hiçbir gelişmenin sağlanamaması da mümkündür. Bu süreçte hastayla kurulacak yanlış iletişim şekilleri hem kendisine hem de çevresine zarar vermesine neden olabilir.

Bipolar bozukluğu olan kişilerle doğru bir iletişim için öncelikle bipolar bozukluğun ne olduğunu iyi bilmelisiniz. Manik ve depresif dönemde hastanın hangi davranış şekilleri geliştirdiğine dikkat etmelisiniz. Nitekim bu dönemler, hastalığın ilk yıllarında genellikle uzun sürer. İlerleyen yıllarda ise daha kısa sürelerle ortaya çıkar.

Konuyla ilgili yapılan bilimsel araştırmalara göre bipolar bozukluğu olan kişilerin ilk 10 yılda manik ve depresif dönemleri ortalama 2,5 yıl sürer. 10 yılın ardından ortalama süre 1-2 yıla düşer. İleri düzeyde bipolar bozukluğu olan kişiler ise ortalama 6 ayda bir bu döngüyü yaşar. Genel olarak ifade edecek olursak, bipolar bozukluğu olan kişilerle iletişimde şunlara dikkat etmenizde yarar var:

  • Anlayışlı olmak: Karşınızdaki kişinin bipolar bozukluğu varsa ona karşı anlayışlı olmalısınız. Sizi üzen birçok davranışının kaynağının aslında sizinle hiç ilgisinin olmayabileceğini unutmamalısınız. Bipolar kişilerin manik veya depresif atakları sırasında duygusal dalgalanmaları yoğun gerçekleşir. Anlayış göstermezseniz bu dalgalanmaların şiddetinin artmasına neden olabilirsiniz.
  • Duygusal destek sağlamak: Bipolar kişilerin en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri duygusal destektir. Onun yanında olduğunuzu gösterirseniz kendisini yalnız ve çaresiz hissetmesini önlersiniz. Özellikle semptomların şiddetlendiği dönemlerde duygusal desteği artırmak çok faydalıdır.
  • Güven vermek: Bipolar kişilerle iletişimde güven verici davranışlar son derece önemlidir. İlişkilerinizde güven sarsıcı davranışlardan uzak durursanız tedavi sürecine önemli bir katkı sağlarsınız.
  • Sabırlı olmak: Kişinin bipolar bozuklukla mücadelesi her zaman kolay değildir. Semptomlarla başa çıkma becerisi için zamana ihtiyacı vardır. Bu süreçte sabırlı olmalı, iletişimi kesmemeli, sorunları daha da karmaşık hale getirmemelisiniz.

Bipolar Bozukluk İçin Emin Terapi Merkezi Psikolojik Danışmanlık ve Terapi Hizmetleri

İster manik, ister depresif, isterse karma dönem olsun, bipolar bozukluğu olan kişilerin ve ailelerinin uzman terapist desteğinden yararlanması birçok bakımdan önemlidir. Her şeyden önce hastanın semptomlarla başa çıkma becerisi kazanması için mutlaka terapi desteğine ihtiyacı vardır. Sırf bipolar ilaçlarla veya fiziksel rahatlama egzersizleriyle bipolar tedavisi mümkün değildir. Uygun bir terapi desteğiyle hasta, manik ve depresif atakları daha bilinçli şekilde kontrol etme becerisi kazanır.

Hastanın yanı sıra ailesinin de bu süreçte uzman terapist desteğine ihtiyacı artar. Nitekim hastayla yanlış iletişim şekilleri ile hatalı davranışlar sorunların artmasına yol açar. Hastalığın manik evresinde kişiler, birçok duygu ve düşüncelerini fazla düşünmeden, akıllarına geldiği gibi ifade eder. Üstelik eleştiriye tahammül gösteremezler. Kendilerini aşırı özgüvenli hissettikleri için davranışlarında bir tür kibir vardır. Bu gibi durumlarda hastanın ailesinin neye nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmesi ancak uzman terapist desteğiyle mümkün olur.

Manik dönemde hastayla en doğru iletişim şekli, özgüvenini sarsmayacak ve enerjisini doğru yönlere aktarmasını sağlayacak iletişim şekilleridir. Hasta eğer bir iş yerinde yönetici pozisyonundaysa, geliştirdiği projeleri veya yaptığı işleri daha sağlam şekilde temellendirmesini istemek bu bağlamda önemli bir stratejidir. Depresif dönemde ise hasta kendisini değersiz hisseder. Bu dönemde onunla en doğru iletişim şekilleri, ona değer verdiğinizi gösteren iletişim şekilleridir.

Bu gibi konularda en doğru bilgiler ve etkili stratejiler için Emin Terapi Merkezi uzmanlarından hizmet alabilirsiniz. Ankara’nın en iyi uzman terapistlerini bünyesinde barındıran merkezimiz, bipolar bozukluk belirtileri, özellikleri ve tedavisi hakkında sizlere destek vermek için hazır. İster yüz yüze isterseniz online terapi yöntemiyle siz de bireysel, aile veya grup terapisi hizmetlerimizden yararlanabilirsiniz. Görüşme talebinizi iletmek için terapi seansı planlama modülümüzü kullanabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

× Nasıl yardımcı olabilirim?