Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB) Özellikleri

obsesif kompulsif kişilik ve karakter bozukluğu özellikleri hakkında bilgi

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu bireyin düşünme, davranma ve etkileşim kurma biçimine zarar veren ciddi bir kişilik bozukluğudur. İngilizce kısaltmasıyla OCPD (Obsessive Compulsive Personality Disorder) olarak da bilinir. Dykman ve Swan-Yshedes, OCPD’yi aşırı düzenlilik, mükemmeliyetçilik, kontrol ihtiyacı ve katılık gibi belirteçlerle tanımlar. Bu bozukluğa sahip kişiler genellikle her şeyin iyi ve kusursuz olmasını ister. Zaman içinde obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri ile kişinin yaşamı altüst olur. Şimdi, OCPD’nin temel özelliklerini biraz ayrıntılı olarak tartışalım. Bu özelliklerin temelindeki psikolojik bozuklukları ele alalım.

Mükemmeliyetçilik ve Aşırı Dikkat

OCPD’li kişiler düzen, temizlik ve mükemmeliyetçilik konusunda aşırı titizdir. Normalde her insan, işlerini düzgün ve hatasız yapmak ister. Biçim ve düzene herkes özen göstermelidir. Ne var ki, obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri nedeniyle kişi, her şeye aşırı bir titizlik gösterir. Bu durum, yaptığı işlerin aksamasına neden olabilir. Çünkü işlerin hiçbir zaman iyi olmadığına inanan bu kişiler, aynı işin üzerinden tekrar tekrar geçmek ister.

Örneğin, OCPD’li kişi bir rapor yazarken küçük bir göreve izin veremez. Raporu sürekli olarak yeniden yazar. Detaylara aşırı ilgi duymak, obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri arasında en önemlilerinden biridir. Ve bu durum, kişinin üretkenliğine ciddi ölçüde zarar verir. Hatta işlerin zamanında bitmesini engeller. Bu bozukluk yetişkinlerde oluşabileceği gibi çocuklarda obsesif kompulsif bozukluk şeklinde de oluşabilir.

Organizasyon ve Kontrol İhtiyacı

OCPD’li kişilerin hayatları, yoğun bir organizasyon ve kontrol ihtiyacına sahne olur. İşlerin nasıl olması gerektiği konusunda aşırı derecede takıntılı davranışlar gösterirler. Bu durum, iş ilişkilerinin zarar görmesine neden olur. Yaşamlarının her alanında ve hemen her konuda norm oluştururlar. Üstelik bu normlara karşı aşırı kuralcıdırlar. Kendilerine karşı ise herkesten daha katı davranırlar.

Örneğin, OCPD’li kişi masadaki tüm eşyaların belirli bir şekilde düzenlenmesini ister. Düzen konusundaki aşırı hassasiyeti ileri derecede takıntıya yol açar. Düzensiz bir görüntü ise aşırı derecede bir rahatsızlık sebebidir. Dolayısıyla düzene ve kurallara gereğinden fazla değer atfeden bu kişiler, birçok alanda mutlu olma şanslarını yitirirler. Dahası, çevrelerindeki herkesin kendi yollarından yürümesini beklerler. Bu durum, bazen fiziksel ve psikolojik zorlama süreçlerine kadar varır.

Aşırı Çalışma ve İş Ahlakı 

OCPD yaşayan kişiler iş sorumlulukları ve bunların nasıl yapılacağı konusunda çok meşguldürler. Bu tür insanlar uzun süre çalışırlar. Bu yüzden sosyal yaşam, eğlence vb. gibi hayatın diğer yönlerine zaman bulamazlar. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu yaşayanlar mükemmeliyetçi karakter özelliklerine sahip olduğu için aşırı çalışma isteği duyar. Yaptıkları işleri her şeyin üzerinde tutmaları, sosyal hayattan ve aile ilişkilerinden kopmalarına neden olur.

Obsesif kompulsif kişilik bozukluk belirtileri gösteren kişilerin neredeyse hiç boş zamanları yoktur. Tüm zamanlarını çalışarak geçirmekten keyif alırlar. İş hakkında düşünmek, iş sorunları üzerinde kafa yormak onları çok mutlu eder. Ne var ki bu zaman ayırış, sağlıklı bir düşünme sürecinden yoksundur. Takıntı haline getirdikleri konularda kendilerince “çözüm” aramak onları aslında mutlu değil tatminsiz kılar. Bu durum sosyal ilişkilerine zarar verdiği için bir süre sonra yalnızlaşırlar.

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri arasında aşırı çalışma, kişi için bir süre sonra patolojik bir hal alır. İşleriyle ilgilenmedikleri zaman bir şeylerin mutlaka yanlış gideceğini düşünürler. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu zararları bu tür durumlarda kendini daha iyi belli eder. Ağır kişilik bozuklukları vakalarında hasta, belirtileri çok daha güçlü şekilde yaşadığı için yalnızlık ve yabancılaşmayı da en güçlü şekilde yaşar.

Cimrilik ve Para Biriktirme Eğilimi

OCPD’den muzdarip kişilerin ortak özelliklerinden bir diğeri, cimri olmaları ve para biriktirme konusundaki güçlü istekleridir. OKB’li bireyler parayı gelecekteki durumlar için bir tür sigorta olarak görür. Bu yüzden para harcamaktan kaçınırlar. Kişide eğer antisosyal kişilik bozukluğu özellikleri de varsa bu eğilimi daha güçlü şekilde hisseder. Bütçe yapma ve harcamalarda her türlü israftan kaçınma konusunda çok tedbirli ve titiz olabilir.

Kişilik bozukluğu hastalık çeşitleri arasında OKB hastaları, cimrilik ve para biriktirme isteğini aşırı derecede hisseder. Bu yüzden nedenler ile sonuçlar birbirine girer ve kısırdöngü yaşarlar. Para biriktirmek için sosyal ilişkilerden uzak dururlar. Sosyal ilişkilerden uzak durmak için para biriktirirler. Bazı durumlarda o kadar ileri giderler ki, yaşamları için en gerekli harcamalardan bile kaçınabilirler. Bu tür durumlarda obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri patolojik bir nitelik alır.

Kontrol ve Delege Etme Sonuçları

OCPD’li kişiler görevleri başkalarına devretme veya başkalarına güvenme konusunda ciddi sorunlar yaşar. Kişide obsesyona paralel şekilde kuşkucu kişilik bozukluğu özellikleri de varsa güvensizlik hissi daha yüksektir. Bu kişiler, başkalarının işleri kendileri kadar düzgün şekilde yapamayacaklarına inanır. Bu yüzden onlara iş vermekten uzak dururlar. İşlerinin çok küçük bir bölümünü dış kaynak kullanarak yaparlar. Her şeyi en küçük detayına kadar yönetmeyi sevdikleri için bu durum iş yüklerini artırır.

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri arasında kişinin kontrol takıntısı, çevrelerindeki kişileri fazla çalışmaya zorlar. Bu nedenle çevresindeki kişilerde tükenmişlik sendromu riski artar. OCPD’li kişilerle çalışmak bu yüzden her zaman için zordur. Tükenmişlik sendromunun yanı sıra anhedoni bozukluğu da yaşayabilirler. Kendilerinden beklenenleri doğru şekilde yapmadığını düşünen çalışanlar, obsesif kompulsif kişilik bozukluğu olanların yanlış davranışlarının kurbanı olurlar. OCPD’li kişilerde başkalarını eleştirme eğilimi yüksek olduğu için işleri delege etme sonuçları da genellikle olumsuz yöndedir.

Duygusal İfade Kısıtlaması

OCPD tanısı almış kişilerde duyguları anlamada ve göstermede ciddi sorunlar vardır. Bu kişiler genellikle kişiliklerinde sıcaklık eksikliği yaşar. Hatta duygusal varlıklar değilmiş gibi görünmek için ellerinden geleni yaparlar. Kişinin yaşadığı mükemmeliyetçi kişilik bozukluğu onu duygusal ilişkilerden zamanla koparır. Yaşadığı duygusal tatminsizlik, başkalarıyla anlamlı ilişkiler kurmasını engeller. Bu yüzden bu kişiler işlevsel disfori yani derin bir huzursuzluk ve memnuniyetsizlik yaşarlar.

Duygusal ifade kısıtlaması obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri arasında kişiyi en çok etkileyen özelliklerden biridir. Kişide duygusal zorluklarla başa çıkma becerisini zayıflatır. Bu kişilerin duygularını sağlıklı şekilde ifade etme ve yaşama becerileri zayıftır. Bu yüzden kalıcı ilişkiler kurma güçlüğü yaşarlar. Obsesif kişilerin özellikleri duygusal ilişkilerde derin kopuşlar yaratır. Duygularını sağlıklı şekilde ifade edememek, kişide sosyal ilişkilerden uzaklaşma güdüsünü artırır. Aynı zamanda da kaçıngan kişilik bozukluğu belirtileri oluşmasına neden olur.

Eleştiriye Duyarlılık

OCPD’li kişilerin eleştiriye karşı aşırı bir duyarlılığı vardır. Nitekim bu da obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri arasında önemli bir diğer özelliktir. Bu kişiler aşırı mükemmeliyetçi oldukları için eleştirilerden çabuk etkilenirler. Hatta en küçük bir eleştiriye karşı alınganlık gösterirler. Eleştiriye karşı aşırı duyarlılık, bir taraftan mükemmeliyetçilik güdülerine zarar verir. Bir taraftan da kontrolcü eğilimleriyle çatışan sonuçlar yaratır. 

Obsesif kişilik örgütlenmesine göre eleştiri, kişide bir kusur bulmak anlamına gelir. Bu kişiler herhangi bir eleştiriyle karşılaştığında, bu durumu mükemmeliyetçilik arzularına bir saldırı olarak algılar. Bu yüzden savunmacı davranış özellikleri gösterirler. Bu tür durumlarda OKKB belirtileri daha ileri düzeyde sonuçlar yaratır. Aynı zamanda da etkileşimde bulundukları kişilerle çatışmaları artırır. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri bu kişileri sürekli çatışmacı bir ilişki örüntüsüne sürükler. 

Yüksek Beklentiler ve İlişki Çatışmaları

OCPD’li bireyler, çevrelerine karşı daima yüksek beklentiler içindedir. İnsanlarla yüksek standartlar içeren ilişkiler kurarlar. Son derece seçici olmaları, ilişkilerinde de aşırı seçici davranmalarına neden olur. Başkalarının çalışma ve iş yapma tarzlarını beğenmemeleri, doğal olarak ilişki çatışmalarını tetikler. Beklentilerini yüksek tuttukları için işlerin hiçbir zaman “mükemmel” olmayacağına inanırlar. Çevrelerini daha fazla çaba sarf etmeye zorlamaları, ilişki çatışmalarını kaçınılmaz hale getirir. 

OCPD’li kişiler, başkalarının kusurlarıyla başa çıkmada birçok sorunla karşılaşır. Bu kusurları gidermek için yapıcı bir iletişim kurmak yerine kusurları daha da abartıp çatışmacı bir üslup kullanabilirler. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu belirtileri, kişinin yakın çevresinde bile kendini gösterir. Herhangi bir ayrım gözetmeksizin herkesle ve en küçük konularda bile pek çok ilişki çatışmasına kolayca girerler. 

Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu İçin Psikoterapi Desteği 

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu, kişinin varoluşunu etkileyen ciddi bir ruhsal hastalıktır. Bu yüzden tedavi ve destek süreci de özel bir çaba gerektirir. Bu kişilerin düşünce ve davranışlarında aşırı kuralcılık hakimdir. Ve bu durumdan kendilerince büyük bir memnuniyet duyarlar. Bu yüzden, herhangi bir tedavi veya destek almak istemezler. Ancak duygusal ve sosyal yaşamları birçok soruna sahne olduğu için bir süre sonra bu ihtiyacı hissedebilirler. 

OCPD tedavi edilmezse hastanın stresli ve tatminsizlik hali kronik hale gelir. Bu durum karşısında psikoterapi desteği, hastanın obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri ile mücadele becerisini artırır. Doğru terapötik yaklaşımlar ile hasta, aşırı mükemmeliyetçilik takıntısından kurtulur. Daha makul standartlarla işlerini yerine getirmenin keyfini yaşar. Ancak tedavi ve terapi sürecinin uzun emek ve sabır gerektirdiğini unutmamak gerekir. Alanında uzman psikoterapistler ile klinik psikologlardan bu konuda destek almak, kişinin tedavi sürecinin daha hızlı ilerlemesine katkı sağlar. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

× Nasıl yardımcı olabilirim?